Eğitim Tasarımının Kalbi: Karar Verme Anları - 1
- Hasan Acar
- 5 Ara 2024
- 2 dakikada okunur

Eğitim tasarımında en temel amacımız, katılımcıların bilgiyi sadece almakla kalmayıp, iş ve yaşamlarında etkili bir şekilde uygulayabilecekleri yetkinlikleri kazanmalarını sağlamaktır. "İster teknik bir yetkinlik kazandırmak, ister mesleki beceri geliştirmek veya kişisel dönüşüm sağlamak amacıyla tasarlanmış olsun, tüm eğitimlerimizin temelinde aynı güçlü yaklaşım vardır: Önce bilinçli karar vermeyi öğretiriz." Bu yaklaşım, katılımcının öğrendiği beceriyi düşünmeden, hızlıca veya otomatik olarak uygulamaktansa, her adımda bilinçli bir süzgeçten geçirmesine dayanır. Böylece eğitim, sadece bilgi aktarmaktan ibaret olmaktan çıkar; katılımcının iş ortamında etkili ve doğru kararlar almasına katkıda bulunan bir deneyime dönüşür.
Beyin, davranışları hızlıca öğrenmek ve tekrarlayarak alışkanlık haline getirmek üzere yapılandırılmıştır. Bu, karar alma sürecinde beynin iki farklı prensiple çalışmasına yol açar: bilinçli kararlar ve otomatik kararlar. Eğitim sürecinde, özellikle geri bildirim verme gibi iletişim becerilerinde veya teknik yetkinliklerde, doğru karar verme sürecini öğretmek önceliklidir. Bu, bilinçli kararların davranışa dönüşmesini sağlar ve öğrenilen becerilerin doğru şekilde uygulanmasına yardımcı olur.
Eğitimle kazanılmamış bir yetkinlikte, beyin çoğunlukla hızlı ve bilinçdışı kararlar alarak en kolay veya tanıdık tepkileri verir. Örneğin, geri bildirim verme yetkinliği kazandırılmamış bir lider, geri bildirimi bilinçli bir süreçle vermek yerine, kişisel tepkilerle veya aceleci bir yaklaşımla eleştirel bir tarzda verebilir. Bu tür otomatik tepkiler, geri bildirim sürecinde etkili bir iletişim kuramama veya yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Geri bildirim eğitimi ise, liderlerin geri bildirimi bilinçli bir şekilde, yapılandırılmış adımlarla vermesini sağlar. “Durum-Değerlendirme-Öneri” gibi pratik tekniklerin tekrar edilmesiyle bu bilinçli kararlar alışkanlık haline gelir ve geri bildirim süreci iş ortamında daha yapıcı bir hale gelir. Başka bir örnek vermek gerekirse; Güvenlik eğitiminde bilinçli karar verme süreci de benzer şekilde hayati önem taşır. Bir fabrika çalışanına verilen güvenlik eğitimi sırasında, tehlikeli durumlarda hangi adımların takip edileceği sistematik bir biçimde öğretilir. Eğitimde, çalışanlar her adımda ne yapılması gerektiğini öğrenir: “Makineyi durdur,” “Alarmı çal,” “Diğer çalışanlara haber ver” gibi öncelikli karar adımları, eğitimde bilinçli olarak kazanılan davranışlardır. Bu adımlar bilinçli olarak öğretilmezse, çalışan tehlike anında panikleyip en hızlı çıkış yolunu seçebilir veya güvenliği sağlamak yerine kişisel bir tepki verebilir. Bu durum güvenlik hatalarına yol açabilir ve tehlike riskini artırır.
Eğitimde kazanılan bilinçli karar verme yetkinliği, tekrarlı pratiklerle iş ortamında uygulamaya hazır hale getirilir. Böylece, beyin yalnızca hızlı ve otomatik tepkilerle hareket etmek yerine, doğru kararları otomatik hale getirir. Bu süreç, gerek güvenlik gerekse iletişim gibi alanlarda davranışın doğru bir şekilde iş ortamına aktarılmasını sağlar ve iş süreçlerinde daha sağlıklı, verimli ve güvenli uygulamaların yerleşmesine yardımcı olur.
Sonuç olarak, eğitimlerde katılımcılara bilinçli karar almayı öğretmek ve bu kararları tekrarla alışkanlık haline getirmek, yalnızca bilgi aktarmaktan daha fazlasını sağlar. Beynin otomatik tepkiler geliştirme riskini azaltarak, iş ortamında güvenli, yapıcı ve doğru davranışların uygulanmasına katkıda bulunur.
Eğitim tasarımında bilinçli karar almayı öğretmek, iş ortamında doğru davranışların geliştirilmesi ve sürdürülebilir performans kazandırılmasında kritik bir role sahiptir. Ancak, eğitimlerin uçtan uca etkisini artırmak için, yalnızca tasarım sürecine değil, aynı zamanda bu sürecin değerlendirilmesine de odaklanmamız gerekir. Bunun için de karar noktaları üzerinden tasarımın yapılması oldukça önemlidir.
Bu noktada, bir sonraki yazımızda aktaracağımız yöntem, eğitimde karar yetkinliğini ölçmek ve öğrenme transferini değerlendirmek için bize güçlü bir çerçeve sunacaktır. LTEM modeli ve SEDA yaklaşımı üzerinden eğitim tasarımında değerlendirmenin nasıl yapılması gerektiğini detaylandıracağız.